15 MART 2019 YENİ ZELANDA DA CUMA NAMAZI

Geleceğe dair umutlarımı kaybettiğim zamanlar oldu. Sonraki yazılarımda fırsat bulduğum oranda ele alacağım gibi, kötü anlarım iyi anlarımdan defalarca fazladır. En kötü durumlarda bile gün bitmeden kafamda çözümler üretebiliyor dum. Bu konuda hiçbir zaman sıkıntıya düşmemiştim. İki gündür kafam karışık bir türlü toparlayamıyorum. Norveç kasabı Andre Previk olayında bile çaresizlik duygusunu yaşadığım süre bu kadar uzun olmamıştı. Sapıklığın, sapkınlığın canavarlığın, adiliğin, şerefsizliğin doruğundaki bunun gibiler, nasıl bir cinnet halindeler. İnsan öldürenler, daima bir bahanenin arkasına gizlenmişlerdir. Ve bazıları da maalesef onları hoş görmüşlerdir. Bu tip hoşgörüler, işte bu tür canavarların varoluş sebebidir. İnsanlar böyle yok edilecekse analar neden çocuk doğursun? İstanbul'a da gelmiş olan bu alçak cani, kılı kıpırdamadan, kendi türdeşi, 46 kromozomlu canlıları nasıl da yok etmiştir. Hangi sadist zevkini tatmin etmiştir. Acı çektirmek, işkence etmek, korkutmak ürpertmek, titretmek bir oyun mudur? Bu canavarlar, insanlar arasından nasıl çıkabiliyor. Bu canilerle aynı dünyada yaşamak istiyor muyuz? Hiç tanımadığı üç dört yaşındaki çocuklardan 80'lik dedelere kadar uzanan bir yelpazede herkesin kanını içme arzusu nasıl bir şeydir. Okullara, kiliselere, sinagoglara, camilere sözün özü silahsız masum sivilleri hedef alan bu lanetli nefret ne zaman son bulacaktır. Masum insanları kana bulayan bu modern ölüm makinelerini imal edenler kan içmeye ne zaman doyacaklardır.Ve biz, dünyanın insanım diyen yaratıkları, televizyonda bir aksiyon filmi izler gibi seyrettiğimiz bu vahşete karşı nasıl bir tavır belirleyeceğiz. Geçmişte Müslüman kanı helaldir diyen, tacizci, tecavüzcü Vatikan çetesi bu görüşünden ne zaman geri adım atacaktır. Dünyanın para gücünü elinde bulunduran 4 ailelik çete, sebep olduğu facialardan nedamet duymakta mıdır? Üzerinde Güneş batmayan imparatorluk hanedanının vicdanı rahat mıdır? Gözümüzün önünde vuku bulan, bu cinayetlere seyirci kalan bizlere düşen pay ile vicdanen rahat uyumaya hak sahibi miyiz? Açlıktan, hastalıktan, ilgisizlikten, şiddetten ölenlere daha henüz değinmedim bile! Bilen var mı nereye gidiyoruz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS