7 MAYIS 2019 SOĞUKKUYU KARŞIYAKA İZMİR TUNCER'İ UĞURLARKEN

1946 doğumlu, Tuncer Hasan Bakioğlu son birkaç aydır ecelle vermiş olduğu amansız mücadelesini bu sabaha karşı kaybetti. Herkes, yıllardır şeker hastalığı ile verdiği savaşına odaklanmışken, araya giren karaciğer koması, ters köşe ile onu aramızdan aldı. Her ölüm erkendir. Bu da onlardan biri. Tuncer ile birbirimizi 45 yıldır tanırız. Kederli eşi Saadet ile tanışıklığımız daha da eskidir. 10 Nisan 1971 tarihinde , eşimle aile arasında yapmış olduğumuz nişanda tanışmıştık. Nişanlımın halası rahmetli Nimet Hanım'ın büyük kızıydı. O da bizler gibi üniversitede öğrenciydi. Biz 3 yıllık nişanlıyken, onlar yeni nişanlıydı. Bornova o zamanlar küçük bir yer. Ne kadar genç ve mutluydular. Büyüğü, oğlumla akran 2 pırlanta gibi çocuk yetiştirdiler. Cenaze, Bornova merkezdeki büyük camiden kaldırılacaktı. Son dakikada yetişebildim. Tabutun başındaki büyük oğlu Levent perişandı. Başsağlığı dileğimden sonra annesini sordum. Bir taraftan yağmur yağdığı için caminin sundurmaları insanlardan Bir yumak olmuştu. Yine aynı akran kuzenlerden Esra yakama sevgili Tuncer'in fotoğrafını iğneledi. Yağmurdan ıslanıp dağılmasını istemediğim için çıkarıp cebime koydum. Eşi Saadet'in perişan çaresizliği içimi burktu. Başsağlığı dilemek ne kadar zor bir şey. İmam cenaze namazına davet etti. Namazın sonunda helallik istendi. Hakkımızı yürekten helal ettik. Kaç gündür günlük güneşlik devam eden hava bugün yağmura dönmüştü. Aile Karşıyaka'daki Soğukkuyu kabristanını tercih etmişti. Bornova'dan Karşıyaka'ya yağmur altında devam edildi. Klasik seremoni 15.30 de sona erdi. Defin tamamlandıktan sonra hava aniden açıp güllük gülistanlık oldu. 72 yaşında aramızdan ayrılan bu güzel insan için gökler bile, güneşli gidişine ara verip hüngür hüngür ağlamıştı. Gidenler yaşam romanını noktalarken, kalanlar acı ve hasretle dolduracakları çileli bir ömre başlangıç yapıyorlar. Bu devran böyle dönüyor. Akabinde, onlardan bahsederken isimlerinin başına bir rahmetli kelimesi geliyor. Sevgili Tuncer'i de unutulmazlar listesine ekledik. Bu artık hızlanarak böyle devam edecek. Ta ki birisi bizi listesine ekleyene dek.

Yorumlar

  1. allah rahmet eylesin, başınız sağolsun

    YanıtlaSil
  2. Yaşar'ım.
    Sen kaç tane hayat yaşamışsın böyle.
    İçin dolmuş taşmış.
    Her an beni şaşırtıyorsun.
    http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr/Yazi.aspx?ID=9636
    Bu linkte henüz görmediğin iki makalem daha çıktı.
    * Soykırım Katliam Savaş 1 e 2
    * Efendi Obama
    Yorumlarını beklerim.
    Bu blogda seni takip eden herkes okusun, beğensin,
    Makinacılıkta tutturamadık, tutunamadık, geçinemedik.
    Belki yetmiş yaşından sonra yazar olup, makinacılıktan kurtulurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Levent, Kocaeli Aydınlar Ocağı sitesindeki son 3 yazını soluksuz okudum. Aynı konuda Seninkilerini baz alarak birkaç ayrıntı ekleyecek bir yazı yazacağım . Oradaki yazıların altındaki yere yorum yazdım ama gönderme tuşuna bastığımda bir türlü gitmedi. Nedendir bilmiyorum çözemiyorum da. Buradan yazı yazmak ,yeni öğrendiğim bir şey. Yani birkaç gün oldu. Yazar olmana gerek yok. Sen zaten yazarsın. Baksana ,10 yıl önce Yazdığın yazı bile ne kadar güzel. Sorun yazarlar da değil. İlkokulda kütüphane konu olduğumdan beri, bir tespitim hiç değişmedi. Güzel ülkemin güzel insanları okumayı sevmiyor. 82 milyon nüfusumuzun bir milyonu bile düzenli okumuyor diye düşünüyorum.93 Harbi'nde babamın anne tarafı Erzurum'daki Ermeni katliamı'nda cami ve ahırlara doldurularak yakılmış. 37 yıl sonra 1915'te savaş ortamında aynı lanetli katliamı yaşamak istemeyen Osmanlı Devleti Tehcir Kanunu çıkarmış. Ancak 37 yıl önceki katliamdan kurtulan katledilmişlerin yakınları ve akrabaları , Ermenileri o gün dökülen kanların sembolik denizinde boğarak yok etmiş. Bazen yüzümü doğuya ,Erzurum'a doğru dönüp oradan esen rüzgarı içime çektiğimde, hiç tanımadığım, toprak olmuş köklerimin sızısını içinde hissederim. Küçücük bir çocukken, sülalem de birbirlerini aşağılamak istediklerinde seni Ermeni tohumu seni lafını kulaklarımdan silmek istesemde başaramıyorum. Bu nefretimi kendi oğluma empoze etmedim. Bizim ailede bir Ermeni dostluğundan bahsedilecek ise, içim acıyarak söylüyorum ki bu benim sağlığımda olmayacak. Sevgilerimle gözlerinden öperim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS