SUSTALI ÇAKI

Sustalı bıçak yada sustalı çakı denilen kesici aleti daha çok Yeşilçam filmlerinde esas oğlana karşı mücadelede eden kötü adamların elinde görmeye alışıktık. Suç aleti kapsamındaydı ve taşıyanlar hapisle cezalandırılırdı. Ankara'daki mecburi hizmetimin ilk yılında, Dışkapı Deri ve Zührevi Hastalıklar hastanesinde görev yaparken, rutin muayenelere gelen  kadının biri çantasından düşürmüştü. Çoğu çantasında, kendisini korumak için, bu ve bunun gibi aletler bulundururdu. Kimse fark etmemiş, ben buldum, çekmeceye koydum. FMK toplantısında, komisyon üyesi bir komisere teslim edecektim. Alıp yakındaki bir karakola götürmeye cesaret edemedim. Çünkü taşımak suçtu. Şansıma, bir aramaya denk gelir, pirincin taşını ayıklamaya mecbur kalırdım. Hiç kimse sustalı bıçağım kayboldu diye idareye müracaat etmedi. Ben de iki gün sonraki komisyon toplantısında Abdullah komisere teslim ettim. Bana gülerek bununla yakalansan 3 ay hapis alırdın dedi. Ben de gülerek alacağım olsun dedim. Tam ertesi gün, ahlak polisi muayenesini yaptığımız kızlardan birini kelepçeli olarak getirdi. Suça karışan vesikalı  kadınlar, tutuklanır tutuklanmaz önce zührevi hastalıklar muayenesinden geçirilirdi. Kadını tanıyordum. Gerçi tamamını tanıyordum. Muayenesini yaptım. Suçu, kendisini önce sözle sonra fiilen taciz etmiş birisini bıçaklamaktı. Suç aletine polis el koymuştu. Bana gösterdiler. Bir gün önce polise teslim ettiğim sustalı bıçağın aynısıydı. Muayene ederken kadınla konuyu konuştum. Keşke başını belaya sokmasaydın dedim. Bizim personelden çok bilmiş biri, ukalalık edip, Sen bu yolun yolcususun ne diye üzerinde bu kadar çok durdun demeye getirdi. Kadın ona döndü ve çok ters bir bakış fırlatıp, biz genelevde çalışıyorsak, dışarıda sizin gibi birer insanız. Biri sizin haysiyetinizle oynasa, susacak mısınız diye tepki gösterdi. Muhatap olan arkadaş şaşırdı. Ben de hem şaşırdım hem içten içe mutlu oldum. Sonuçta kadına şiddet uygulanmış, o da kendini  savunmuştu. Bence iyi yapmıştı. Çünkü muayeneye gelen kadınların ortak şikayeti, yolda  taciz edilmeleriydi. Bu olay hastane çevresinde bomba gibi patladı. Herkes duymuştu. Gazeteler de yazdı. Herkes kadını haklı buldu. İnanılır gibi değildi ama tacizler giderek azaldı. Bir kadın zulme karşı çıkmış, boyun eğmemiş, hapse  girmiş ama onurunu korumayı başarmıştı. Civardaki bıçkın takımı da dersini almıştı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS