1 DESİMETREKARELİK GLOBAL İMPARATORLUK

Ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin, alışverişinden doğan uluslararası bütünleşme süreci olarak tanımlanıyor globalleşme. Yani Türkçesiyle küreselleşme. Kısa söylemek gerekirse, tek bir devlet, tek bir lisan, tek bir kültür kısaca bir tek Dünya Devleti. Bir ütopya olarak görünüyor. Her büyük düşünür, bir ütopya özlemi çekmiştir. Kimi yazmıştır kimi yazmamıştır. Kanımca, dünyaya gelip, yaşayıp, göçmüş normal zihin faaliyetine sahip her türdeşimizin kendince bir ütopyası vardı. Bilgilerimize göre, ilk ütopyayı yazıya geçiren, Sokrates'in öğrencisi Platon idi. İkincisi Aristo, onun öğrencisiydi. Aristo, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük fatihi kabul edilen İskender'in hocasıydı. 20 yaşına kadar onu eğitip, şekillendirdi. Aristo, global bir dünyanın yararlarına inanıyordu. Bu doğrultuda öğrencisi İskender bir Helen - Pers medeniyeti yaratmayı ideal edinmişti. 20 yaşında başladığı serüvenini, o gün için bilinen dünyanın yarısını fethederek, 32 yaşında ölümü ile noktaladı. Daha uzun yaşasaydı hayalini gerçekleştirebilir miydi? Bunu bilemeyeceğiz. Bildiğimiz şey ölümüyle imparatorluğu'nun dağıldığıdır. Ancak birçok hayalpereste ilham kaynağı olduğu kesindir. Sezar, Attila, Cengiz han, Timur, Fatih Sultan Mehmet, Napolyon, Adolf Hitler vs. Bu ve benzerlerinin hayalleri milyonlarca insan kanına ve canına mal oldu. Hiçbiri hedefine varamazken, şu günlerde, kanımca, sessiz sedasız bir globalleşme şekilleniyor. Bir fatih, herkesi sinsice, savaşsız kansız kendine esir edip ele geçirdi. Haraca bağladı. Hiç fark edilmeden vücuda girip, onu ele geçiren bir virüs gibi. İstediği herşeyi dayatıp, empoze ediyor. Hatta dikte edip yaptırıyor. Karşılığında öylesine göz alıcı ve dayanılmaz kolaylıklar, imkanlar, hizmetler sunuyor ki kayıtsız kalmak imkansız. Herkes gönüllü olarak teslim oluyor. Kimse onsuz bir hayat düşünemiyor. O seslenince, kimse ona karşı çıkamıyor, ilgisiz kalamıyor. Yat derse yatılıyor, yatma derse yatılmıyor. Bu global Dünya Devleti'nin yüzölçümü 1 desimetre kare ya var ya yok. Dili İngilizce, ancak siz hangi dili biliyorsanız onu konuşabiliyor. Sizi her an kontrol ediyor, göz altında tutuyor. Ondan habersiz adım atamıyorsunuz. Herkes bu diktatöre gönüllü köle oldu. Kimsenin kurtuluşu yok. Kurtulma isteği de yok. Özgürlük sorunu da kalmadı. Çünkü artık özgürlük kalmadı . İşitme ve görme duyunuzla sanal olarak bireyselliğin doruğuna çıkarken diğer üç duyunuz tamamen devre dışı. Sosyal yönümüz yok oldu. Nasıl mı? Medya isimli bir ek alıp, aslından, neslinden tamamen farklı bir şeye bir ucubeye, yada sanal bir cinnete dönüştü. Herkes  ona gönüllü olarak teslim oluyor arzu ve tutkuyla baş eğiyor. Hu diyor. Herkesin yanında taşıyabildiği özel bir hapishanesi ve tek kişilik bir hücresi oldu. Pranganız internet. Sizi onunla zincirliyor. Akıllı yani Smart cep telefonları yeni efendimiz, hatta aklımız oldu. Ve gözlerimizi kitliyerek sabitlediğimiz, onun 1 desimetrekareyi geçmeyen ekranı, içine girenin bir daha dışarı çıkamadığı sanal bir imparatorluk. Oradaki müebbet hapsimiz, cümlemize hayırlı, uğurlu olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS