İYİKİ DOĞDUN

Bundan tam 69 yıl önce, 10 Ocak 1951'de, Bay sokak 32 numaralı eski bir Rum evinde, iki taraftan da girit kökenli bir ailenin 3 çocuğundan ilki dünyaya geldi. Yani ikişer yıl ara ile doğmuş olan üç kız kardeşin ablaları. Şu günkü, oğlu ve torunuyla devam eden mavi göz serisinin başlangıcı dünyaya gözlerini açmıştı. Aile çok mutluydu. Bebek ana tarafından çok evin ilk ve tek çocuğuydu. Bu saltanatı 2 yıl sürdü. 2 yıl sonra doğan kardeşi aileye yılbaşı hediyesiydi. Şu anda hayatta olmayan büyük teyzesinin kızı Melek Hanım'ın dediğine göre, 9 ayına girdiğinde konuşmaya başlamış. Herkes şaşkınmış girit şivesiyle gürül gürül rumca konuşuyormuş. Aslında bu ailede ev içinde Türkçe konuşan yokmuş. Anadili rumca iken zamanla Türkçe'yi de öğrenmiş. Ama hala rumcayı mükemmelen anlıyor. Üniversiteyi bitirinceye kadar okullarda ve etrafından Türkçesini de mükemmelleştirmiş. Ancak çok dikkat eden biri türkçesindeki kırıklığı fark edebilir. Ana branşı matematiğin dışında, ihtiyaç hasıl olduğunda, öğretmenlik yaptığı liselerde ingilizce dersi verecek kadar İngilizce de öğrenmiş. Bunu biraz da ortaokulu, Bornova'daki Çınar koleji'nde okumasına borçlu. Aynı minik Bornova'da yaşıyor olmamıza rağmen birbirimizi hiç fark etmedik. 1962 yılının sonbaharında Çınar Koleji'nden çıkıp evine doğru gitmekte olan  bir buçuk metre civarında bir kız öğrenci dikkatimi çekmişti. Kıvırcık sarı saçlarını firkete ile toplamış, kafasına yapıştırıp ensesindeki iki küçük saç demetine rengini hatırlayamadığım iki kurdele bağlamış olan akça pakça bu kızın kocaman 2 mavi gözü vardı. Yüzün epey bir kısmını kaplıyordu. Kendi kendime ne tuhaf dedim. Sonra 12 yaşındaki albenisiz, yeni yetme çirkini halime bakmadan kendi kendime bu kızı kimse almaz dedim. 3 yıl sonra Atatürk lisesi'ne başladığımda, İzmir'den otobüsle Bornova'ya dönerken İzmir'e giden otobüste aynı ebatlarda bir kız öğrenci görüş alanımdan 1 saniyede gelip geçti. Üzerindeki formadan İzmir  Kızlisesine gittiğini anladım. Yanında ortaokul 3. sınıfta birlikte okuduğum Sevgi isimli bir arkadaşım vardı. 3 yıl önce tipini hiç beğenmediğim bu kız, tabii ki beni fark etmemişti. Anne tarafımdan, büyük ninem Emine'ye bir bakışta vurulan büyük dedem kolağası Abdullah Bey gibi bende bu kızı alacağım dedim. Kendimi fark ettirip, ilk konuşmamızı yapıncaya kadar 2 yıllık bir emek gerekti. Her işi sallayıp, bu emeği  en iyi şekilde hayata geçirmeye karar verdim. Çok zor oldu ama hiç vazgeçmedim. Adı Ferhan Öztürkoğluydu. Görüldüğü gibi çok uzun bir soyadı vardı. Kısaltmaya birlikte karar verdik. Güler yapalım dedik. Bu dünyadan benden önce gitmeye kalkarsa ona hakkımı helal etmiyorum. Ben ondan 6 ay önce dünyaya geldim . Gitme sırası öncelikle benim. Her şey sırayla. Ona uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. İlgili makama duyurulur.

Yorumlar

  1. Hayatımda okuduğum en iyi aşk mektuplarından biri. İyi ki kamunun okumasına açılmış. Ferhan Güler'e güzel yaşlar diliyorum.











    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS