MİRAS VE LANET

Kainatın akıl taşıyan tek canlısı insan, en fazla 1 asır yaşayarak ölür. Gözü arkada gitmeyen yoktur. Öyle olmasaydı, ölüm korkusu diye bir şey olmazdı. Bu korkuyu aşan kaç insan vardır bilemem. Diyen vardır, ancak beyninin içinde değiliz ki. Gözü arkada terk-i diyar edenler, tahrip gücü çok yüksek bir bombanın pimini de çekerek aramızdan ayrılır. Tek veliaht bırakmışsa bir infilak sesi duyulmaz. Bu pek nadirdir. Çocuksuz ve akrabasız insan nerede? Ölümün üzüntüsü üzerine konsantre olan sevenleri, üzüntülerine ve acılarına odaklanmışken onları bekleyen bir gerçek ve bir trajedi birlikte dans etmeye başlar. Dansa eşlik eden orkestra elemanları kral öldü yaşasın kral bestesini çalmaktadır. Çünkü dünya dönmektedir. İstesek de istemesek de hayat devam etmektedir. En yoğun acı bile, karnımızda çalan açlık zillerinin sesini dinlediğimizde,%100 den % 99 a inmiştir bile. 15 Ağustos 2000 tarihinde, ablam hayattaki tek varlığını yani biricik oğlunu, ikindi vakti sakin bir Çeşmealtı koyunda, gözünün önünde, sığ su boğulmasından kaybettiğinde, kolit hastalığım kriz dönemindeydi. Bir ay yataktan kalkamamıştım. Yeğenime son görevimi oğlum yerine getirdi. Acı, yok olmayan bir süreçtir. Kabullenmek yıllar alır. Ablam hala olayın etkisinde. Seven unutmaz ancak unutmanın bir başlangıcı vardır. Ablam birkaç gün yemek yemedi. Yattığım yerden, oğluma ne zaman yemek yediğini sordum. Cenazeden biraz sonra bir şeyler atıştırmıştı. Hastalığımda, normal çalışan iki sistemim yani zihnim ve akciğerlerim bana ablamın biyolojik yaşama döndüğünü müjdeledi. Rahatladım. Unutma sürecine girmişti. Tabii bu süreç hiç bitmeyecek. Ama başladı. Önemli olan başlamış olması. Herkes bu sürece bir şekilde başlar. Başlayamayan ölür. Böyle ölümler nadirdir. Bunlara destan yazdı bile diyebiliriz. Ölenin bıraktığı saatli bomba bütün trajedilerin anası olan şeydir: Miras. Bu da sevgi gibi birden fazlaya bölünmesi müthiş zor hatta imkansız bir işlemdir. Bütün eşitsizlikleri eşitleyen ölüm, arkasında bütün eşitsizlikleri doğuran miras denilen laneti bırakır. Bir de reddi miras vardır.  O, sorun çıkarmaz. Bir ihtimal. Ben de arkamda bunu bırakıyorum.Mirasa taraf olup da mutlu olan bir kimse var mıdır? Dünyada kalan dünya malı sonsuza kadar, daha doğru bir tabirle dünya durdukça insanın laneti olarak devam edecektir. Büyük usta Jean Jacques Rousseau'nun, insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı olarak gördüğü mülkiyet, Lidyalı Krezüs'n icadı para, Elias Canetti'nin okunası kitabında çok güzel işaret ettiği iktidar, ölenlerin arkasında bıraktığı belalar olarak çözülmeden kalmaya devam edecektir. Ben, aklımın sesini dinlediğim anlarda, 70 yıllık ömrümün son 35 yıllık kısmını bana zehir edenlere teşekkür bile edebiliyorum. Her şeyimi alarak beni olası bir miras savaşı'nın dışına attılar. Annemin ölümü ile arta kalan birkaç miras kırıntısına da ablam el attı halen de bırakmadı. Benden başka pek kimsesi olmamasına rağmen neden böyle yaptı bilmem . Bildiğim tek şey dünya malı herşeyi yaptırır. Aynı durumda ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. Siz de düşünün. Ne olsa ne yapardınız? Hiçkimse asla demesin. İnsan ölünceye kadar kendini tam olarak tanımaz. Ölmeden önce neyi tam olarak anladığını kimse anlamamıştır. Herkesin şikayetçi olduğu bu miras olgusu, bütün kutsal kitaplarda ve kanunlar da düzenlenmiştir. Sorun olmaya devam etmesi, bu düzenlemelere uymaktan değil, çiğnemeye çalışmaktan kaynaklanır. Cinler ve hinler ortadaki pastadan büyük pay almak ya da tamamını elde etmek için akıl almaz numaralar sergiler. Diğerleri de aptal değildir. Savaş kaçınılmaz olur. Herkes adalet diye bağırır. Hukuka uymadan, adalet olur mu? Bazı kimselerin ölmeden önce, kalacaklara paylaşıma dönük düzenlemeler yaptığını, vasiyetler bıraktığını görürüz. Ben hayat tecrübem ışığında vasiyetlere uyulduğuna pek sık rastlamadım. Bu vasiyetlere karşı açılan davalar yıllarca mahkemeleri meşgul eder. Bu yüzden mezarında ebedi uykusundan uyandırılıp mezarı açılan nice insan vardır. Ölüm hak miras helal midir? Akla sorarsak öyledir. Öyle olmalıdır. Mutlu ve huzurlu olmak isteyen, içinde yaşadığı hukuk sistemine saygı göstermeli, medeni bir insanın, anlaşamadığı bir konuda, kesinlikle yapması gerektiği gibi davranmalı, bir mirasa  taraf ise hakkını almak için hukuka teslim olmalı. Bunun dışındaki her tavrın, akıla savaş açmak olduğunu da unutmamalı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS