AYŞE AFET UZMAY

 1981 yılının sonbaharında, Ege Üniversitesi Tıp fakültesi morfoloji enstitüsü'nden ayrılıp, aynı kurumun hastanesinde dermatoloji ihtisasına başlamıştım. Profesör doktor Günseli Öztürk, profesör Dr Zerrin Öğretmen, uzman doktor Arif Baysan, uzman Dr Hacer Karadadaş ve uzman Dr Meral Ergüven ile birlikte ihtisası tamamladım. Dr. Arif ve Dr. Günseli 1979, Dr. Zerrin, Dr. Hacer ve doktor Meral 1980 mezunuydu. Hepimiz aynı üniversitenin aynı fakültesinden diploma almıştık. Dr Meral hariç hiçbirini tanımıyordum. Onu da, şahsen değil, tıp fakültesine yeni başlayan lar arasındaki tek kızıl saçlı öğrenci olmasıyla hatırlıyordum. Dr Meral ve Dr Günseli haziran ayındaki, 2 kişinin alınacağı sınavda kazanmıştı. Aslında o günkü favori Dr Hacer idi. Ancak sınava 1 saat kala oğlunu dünyaya getirdi. Sınav salonundan aynı binadaki, eşinin de ihtisas yapmakta olduğu kadın doğum kliniğine zor yetiştirdiler. Kadın doğum uzmanı profesör Dr Nedim Karadadaş' ın ihtisastaki ilk yılıydı. O sınavı kaçıran favori doktor Hacer, 2 ay sonra Dr Zerrin ve benimle birlikte girdiği sınavı kazanarak ihtisasa başladı. 2 ay sonraki sınavda da, Morfoloji enstitüsünde 1 yıl birlikte çalışmış olduğumuz Dr Arif, son sınavı kazanarak bize katıldı. Dr Meral diplomayı aldıktan sonra, 1 yıl kadar sağlık bakanlığı bünyesinde hekimlik yapmıştı. Aynı yıl yani 1985 yılının ilkbahar sonunda uzmanlık belgemizi aldık. Uzmanlık sonrası 2 yıl mecburi hizmet hariç 30 yıl birlikte çalıştık. Çok az meslektaşın, bu kadar uzun süre birlikte çalışma ortaklığı vardır. Çok enteresandır, ben doktor Meral'i kaybetmiş olduğum kız kardeşlerimden çok erkek kardeşlerimden biri olarak düşünmüşümdür. Doktor Meral'le hepsi birbirinden ilginç, o kadar çok anım var ki, dilerim sırası gelir ve anlatırım. Ayrıca dilerim ki, ömrüm vefa eder sıra gelir. Ve ekstradan dilerim ki, o kadar yaşarsam bunamam. Bunamanın Latince adı Demans. Her zaman, etrafımda sevdiğim insanlar olsun istemişimdir. Bu konuda, her fırsatta kendime görev çıkarıp, en az 25 kişinin yuva kurma çabalarında, bilfiil, gönüllü olarak, çorbalarında tuzum olsun diyerek, çalışmalar yapmışımdır. Dr Meral, bu çalışmalarım içinde negatif katkı koyduğum tek isimdir. İhtisasa başlayalı bir yıl olmuştu. Aynı üniversitede kariyer yapan bir sınıf arkadaşım, doktor Meral'e talipti. Her ikisini de tanıyor, her ikisini de çok seviyordum. Arkadaşım daha önce evlenip boşanmıştı. O yıl katılmış olduğum, ilk ve son dermatoloji kongresinde, Dr. Meral beni bir köşede kıstırıp, Yaşar, senin bir çekincen var bana anlatmıyorsun, saklama söyle nedir diye sordu. Sezgileri çok kuvvetlidir. Aşağı sakal, yukarı bıyık. Nereye tüküreyim bilemedim. Tezcanlıdır. Bekleyemez. Veto mu ediyorsun deyince, başımı salladım. Aslında, bir yanım pişmandı. Ama o hiç tereddüt etmedi. Olayı o an kafasında noktaladı. Bir zaman sonra, kankası doktor Hacer, sevgili eşi Nedim Karadadaş'ın BAL'den sınıf arkadaşı, ODTÜ den mezun elektrik mühendisi Nejat Gürsoy için devreye girdi. Meral kararsız, yaş da 30'a doğru gidiyor. Nejat Gürsoy'u 36 yıldır tanırım. Çok rahatlıkla, kaybetmiş olduğum erkek kardeşlerimden birinin yerini kaptı. Tabii aynı şekilde Dr Meral'i de kapmış oldu. Dr.Meral, bugünlerde, tamamen kendine benzeyen, Simirna isimli bir kız torun sahibi. Simirna'nın dedesi Nejat çok mutlu. 36 yıl önce, söz, nişan, nikah süreçlerinde, Dr.Meral'e nöbet çakışma sıkıntısı yaşatmadım. Dile getirmedim, fakat, bu, Benim Nejat'a duyduğum güvenin onayıydı. Nejat hiçbir zaman için ona güvenenleri yanıltmadı. Eşi ve kızı Oya, onun yaşam amacı oldu. Dr Meral aslen Rumeli göçmeni. Dedeleri  Selanik'in Doirani Kasabası'ndan. Atatürk'ün Hemşehrisi. Bu dedenin, bizim Doyran dediğimiz kasabada, 1908 yılının Kasım'ında, siması Dr Meral'e benzer, Akça pakça bir kız çocuğu dünyaya geliyor. Babası, ismini Ayşe Afet koyuyor. O yıllarda, İngiltere ve aynı hanedanın devamı Rusya, Boğaz'ın Hasta Adamı olarak niteledikleri, ecelini öne almak istedikleri Osmanlı İmparatorluğu'nu, istikrarsızlaştırmak için, Onun asırlardır kucak açtığı Rum, Ermeni, Sırp Vs halklarını silahlandırıp, kilise aracılığı ile örgütlendirerek, Balkanlarda, Kafkaslarda, Doğu Anadolu'da bir milyona yakın müslümanı katlettiler. Aile Balkanlar'dan Ege'ye göç etti. Ayşe Afet, genç Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden oldu. Soyadı kanunu çıktıktan sonra, milletin, Atatürk ismine layık gördüğü, Gazi Mustafa Kemal, Ayşe Afet'e Uzmay soyadını verdi. Ayşe Afet, eğitimine Avrupa'da devam edip anadili gibi Fransızca öğrendi. Tarih üzerine lisans ve doktora yaptı. Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'nun kuruluşundan gelişimine, başkanlık dahil her kademede emek verenlerden biri oldu. Türk Irkı üzerine yapmış olduğu, kemik yapısı ve kafatası ölçümü çalışmalarında 64.000 mezar açtı. Bunu Atatürk istemişti. Mimar Sinan'ın, Rum, Ermeni, Türk olduğu tartışmasında, o iddiasını Türk olduğu yolunda sürdürüyordu. Mimar Sinan'ın mezarını açtırdı, yaptığı ölçümleme sonucunda, kafatasının brakisefal olduğunu tespit etti. Atom karınca diyebileceğimiz Ayşe Afet, 1950'li yılların başında profesör oldu. Dermatoloji İhtisasımızın son yılında, 77yaşında, Ankara'da vefat etti. Bir kız bir oğlan iki çocuğu vardı. Ayşe Afet 1940 yılında, kadın doğum doktoru Rıfat İnan ile evlendi. Atatürk'ün kendisine hediye etmiş olduğu Uzmay soyadı, eşinin soyadı olan İnan'a dönüştü. Türk kadınının, siyasal hakları için, Atatürk'ün yanında en ön safta savaşmıştı. Profesör Ayşe Afet İnan 'a minnet borcumuz bitmez. Nur içinde yatsın.

Yorumlar

  1. Harika olmuş, Afet İnan bölümü hatasız olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Devişim Yaşar'ım tebrikler. Araya yine tarihten bir kesit koymuşsun, aydınlatmışsın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS