MAYIS 1959 YENİ CAMİ BORNOVA - CAMİNİN YARIM KUBBESİ


  • Havalar ısındığında Bornova merkezdeki evimizden Bornova ovasındaki bahçemize göçerdik. Bu genel de Mayıs ayına denk gelirdi. Bornova'nın kaza yani ilçe oluşunun 1 ay kadar sonrası bir cuma günü, ben okuldan geldiğimde Ablam babamın Bornova'daki yeni yapılmakta olan inşaatı henüz bitmemiş Yeni camiye Cuma namazına gittiğini söyledi. Öğleden sonra babam döndü. Sırılsıklam ıslanmıştı. Yeni Cami henüz Tamamlanmamış kubbesi de açıktı. Olmayan kubbenin altında namaz kılanlar, yağmur başlayınca namazı bozmamak için kaçmamış ve ıslanmışlardı. Bunlardan biri de babamdı. Namazdan sonra Bornova çarşısının en işlek kahvehanesine gitmiş. Gitmeden önce Cami imamına kubbenin kapanması için tahminen ne kadar para gerektiğini sormuş. Kahveden içeri girip selam vermiş. Caminin kubbesi için gerekli olan rakamı söyleyip bu fiyatı veren benim papaz kuyudaki zeytinliği mi alır demiş. Zeytinliğin yerini ezbere bilen bir Bornovalı Göçmen babamı kapıp dışarı almış. Babam da onu tanıyor. Bornova ovasındaki kayısı bahçemize yakın bir komşu. Komşu ben talibim demiş. Bankaya gitmişler. Adam para çekip babamın istediği miktarı vermiş. Babam da söz senet. Bunu herkes biliyor. Hafta içinde tapu teslimi için anlaşmışlar. Babam parayı alıp Yeni Caminin imanına teslim etmiş. Birkaç hafta içinde caminin kubbesi kapanmış. İnce işler sonraya da kalsa olur. Arada zaten yaz var. Babamın içi rahat. Müslümanlar namaz kılarken yağmurda ıslanmayacaklar. Bahçeye geldiğinde bunları kısaca anlattı. Ablam bana ben ablama baktık. Papaz kuyusundaki zeytinlik bugünkü profesörler sitesi mevkiinde, yüksek gerilim hatlarının solunda, tepedeki çam ormanının yamacında kaç dönüm olduğunu bilmediğim orta büyüklükte bir zeytinlik'ti 30-40 çuval zeytin verirdi. İçinde asırlık ağaçlar ve geniş bir boş alan vardı. Yolunun üzerindeki kuyuya papaz kuyusu denirdi. Bir keresinde babama çaktırmadan içine bakmıştım. Dibi görünmeyecek kadar derindi. Birkaç ay evvel, yeni kurulmuş Ege Üniversitesinin büyük zeytinliğimizi istimlak etmesinden sonra bu zeytinliğin de bu şekilde elimizden çıkmasıyla bugünkü Tekstil fakültesinin arkasında Mevlana Mahallesi denilen yerde 5 dönüm kurak arazi ve içinde 13 zeytin ağacımız kalmıştı. Yani arazi zengini iken arazi fakiri olmuştuk. Babam çok mutlu olmuştu. Bu da bir şeydi. 1959 sonbaharında ege Üniversitesi'nin amorti verir gibi bahşettiği 2 sezon ürün toplama imtiyazımızın 2. Ve sonuncusunu kullanıp zeytinliklerimizden çekilmiş olacaktık. Bugün bu arazilerin değeri milyonlarca  tutar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS