17 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - YAŞAR ' LARI ANARKEN

Benim jenerasyonumun civarındakilerde Yaşar ismine sık rastlanır. Genelde erkek, nadiren de kız ismidir. Anlamından da kolayca çıkarılabileceği gibi daha çok temenni ve dilektir. Sağlık hizmetinin neredeyse olmadığı o günlerde, insanların ilk başvurdukları çaredir. Benim kulağıma okunan isim Mustafa iken ağır hastalandığım esnada babamın beni hayatta tutmak için bulduğu çaredir. Kulağıma ikinci defa ezan eşliğinde okumuş olduğu bu isim, görüldüğü üzere zannedildiğinden daha çok işe yaramıştır. Buraya nereden geldiğimi unutmadan devam edeyim. Dün gece, çok sevdiğim davudi sesli yani bariton TSM sanatçısı Yaşar Özel vefat etti. Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Onu dinlemiş ve sevmemiş müziksever hemen hemen yoktur. Nur içinde yatsın. Türkiye dışında da sevilirdi. Türk sanat müziğinin meditasyon olarak kullanıldığı psikiyatri kliniklerinin yoğun olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde de birçok konser vermişti. Avrupa'da da öyle. 85 yaşında kaybettiğimiz bu değer, efendiliği ile de unutulmayacak. Ayrıca Türk atletizmine katkıları da hep hatırlanacak. Ülkenin büyük bir kaybıdır. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Bilmiyorum ama büyük bir ihtimalle çocukları yaşamayan bir ailede doğmuştu. Bu vesile ile, tıp fakültesinde iken aynı sınıfta okuduğumuz Yaşar Ceyhanlı ve Yaşar Fenik kardeşimi de hasret ve rahmetle anıyorum. Her ikisi de harika insanlardı. Uzun boylu, kızıl saçlı, arkadaş canlısı, girdiği her toplumda kendisini kısa sürede sevdiren, Gaziantep'li Yaşar Ceyhanlı kardeşimiz Kayseri'de görevli iken siyasetçilerin dikkatini ve ilgisini çekip, transfer edilmiş. Yıldırım hızıyla yükselip ilbaşkanı olmuş. Teşekkür konuşmasını yaparken kalp krizinden 1986 yılında, 36 yaşında ölen bu arkadaşımızın anısı, geçen yıllara karşın içimde hep tazedir. Kıbrıs şivesi ile konuştuğu kırık Türkçe, kulaklarımdan hiç gitmeyen Yaşar Fenik sınıfımızın 3 adet Yaşar'ın dan biriydi. Ankara'daki mecburi hizmet denen, sürgün yıllarının bitiminden sonra, 1990'lı yılların başında, diplomamı almak üzere Sağlık Bakanlığı'na gittiğimde Yaşar Fenik'in, hep gülen sevimli yüzü ile burun buruna geldim. Kendisi gibi Kıbrıslı Salih Ertan ile Karşıyaka Bostanlısında, göz hastalıkları üzerine özel bir Tıp Merkezi açmak için müracaatta bulunuyordu. Her ikisi de Kıbrıs doğumluydu. Enosis hayalleri kuran, papaz Makarios'un tetikçisi,katil rum çeteleri ile savaşmış mücahitlerdi. Türk hükümeti yerinde bir kararla, onlara özel bir statü tanımış ve sınavsız olarak istedikleri kariyerleri yapmalarına olanak sağlamıştı. Askerlik görevinden de muaftılar. Kendileri gibi düşmanla dövüşürken şehit olmuş, Dedem kolağası Abdullah Bey ve babamın babası Balkan şehidi Ömer Faik'ten haberdar olalıberi bana özel bir sevgileri vardı. Türkiye'de kalıp çalışma ve vatandaşlık hakkı elde edebilmek için, aynı sınıfta okudukları meslektaşları ile evlilik yapmışlardı. Yani eşleri de fakülteden arkadaşımdı. İşi büyütüp cildiye seksiyonu açacağım, seni de yanıma alıp başhekim yardımcısı yapacağım dedi. Aynı anda kahkahamızı patlattık. Meğer birlikte ki son gülüşümüzmüş. Kalp krizinden öldüğünü duyduğumda, zihnimde kalan son görüntüsü mutluluk dolu o tebessümüydü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS