EYLÜL 1960 SİVAS SUŞEHRİ AĞVANİS AŞAĞIBARU

Ablam tayin yerine gider gitmez bize mektup yazıp görevine başladığını bildirdi. İlk günden başlayan İzmir özlemini, boş kaldığı her zamanı mektup yazarak bastırıyordu. Ne kadar meşakkatli bir yolculuk yaptığını en ince ayrıntısına kadar yazmış. O günkü koşullarda Sivas'a iki buçuk saat mesafede Erzincan, Refahiye sınırına yakın Ağvanis Nahiyesi'ne bağlı merkezköyler olan Aşağı Baru, Yukarı Baru, Canköy, Çobanlı, Karnus, Tümeker  ve Ürüskü köylerine sağlık hizmeti verecekti. Nahiye'ye 4 kilometre mesafedeki en yakın köy olan Aşağı Baru'da oturması önerilmiş. Oranın zenginceleri bir süreliğine ablam ve küçük ablama evlerini sırayla açmışlar. Zira kiralık ev yokmuş. Orada oturabilseymiş rahat edecekmiş. Çünkü köyden, 1 saatten az sürede Nahiye'ye ulaşılabilir oluşu ihtiyaçların tedarikine imkan veriyormuş. Köylerde fırın yok. Herkes, kendi ekmeğini kendi ocağında, kendi fırınında, yazın pişirip kışın yiyor. Ablam yufka ekmeğine alışık değil. Epey zorlanmış. Küçük ablam müşkülpesent değildi. Ne bulsa şükrederdi. Köy okulu onu kabul etmiş. Halinden memnunmuş. Köy Okulu'nda ayrı sınıf yok. İlkokulun 5 sınıfı da bir arada eğitim görüyor. Okulun lojmanında ki evde oturan ve  büyükçe tek sınıfta beşi bir arada ilkokul eğitimi veren bir köy öğretmeni var. Sınıflarında ablamdan bile geri seviyede öğrenciler varmış. İlk defa sınıfındaki en yaşlı öğrenci değildi. Bu, onu çok mutlu etmiş. 1 hafta sonra, ablamın görev yapacağı, bu 6 köyün, hemen hemen tam ortasına denk gelen bir noktada, boş bir ev bulunmuş. Burası aşağı Baru köyüne 2 kilometre mesafede Sivas-Erzincan Transit yolunun üzerinde Barakalar ismi verilmiş olan bir mezra. 10 hane ya var ya yok. Hatta yol kenarında, üzerinde otel yazılı dört duvar, önünde tahta bir masa ve birkaç sandalyesi olan, sözde bir kahvehanesi bile var. Mezradan nahiyeye ulaşmak köydekinden daha zor. Çünkü normal iklim koşullarında hızlı yürüyen biri ancak bir saatte ulaşabilir. Küçük ablama gelince, onun köydeki ilkokula ulaşabilmek için, gidiş geliş toplamda 1 saat kadar yol yürümesi gerekiyordu. Hele Kış mevsiminde, olağanüstü zor bir şeydi. Ama bu, Anadolu köylüsünün yıllardır yaşadığı bir çileydi. Küçük ablam tanınmadığı bu çevrede,ilkokuldaki 6. Yılında 2. Sınıfa devam ediyor olmaktan son derece mutluydu ve keyfini hiçbir şey bozmamıştı. Keşke mümkün olaydı da İlkokulu orada bitirebilseydi. Ancak bir yıl kalabildi ve sadece İlkokul 3. sınıfa ulaşabildi. Bu onun ilkokulda ulaşabildiği en üst sınıfı oldu. Kaldıkları ev, Aslında harika bir, o zamanın butik dairesiydi. Mal sahibinin evine 15 metre mesafede, yan tarafından korkuluğu olmayan bir taş merdivenle çıkılan, girişteki sofaya açılan büyük bir odadan oluşuyordu. Pencerelerin altında, yerden 30 santim yüksek, L biçiminde uzun bir divan vardı. Genişliği 1 metre civarında olan bu ahşap divanların içinde kapaklı iki sandık, bir tane de banyo olarak kullanılan, dışarıya bir boru ile gideri olan, betondan bir küvet bulunuyordu. Odanın Kuzey cephesinde iki,  doğuya bakan 3 adet penceresi vardı. Pencereler dıştan demir parmaklıklı, sanat eseri denebilecek ahşap işçilikle imal edilmişlerdi. Taban ve oldukça yüksek tavan bütün köy evlerinde olduğu gibi topraktandı. Ev sahibi, en büyüğü 1950 doğumlu, bir oğlan bir kız sırasıyla, en küçüğü 2 yaşında 4 çocuklu bir duldu. Eşini son çocuğuna hamileyken kaybetmişti. Eşi karayollarında greyder operatörüymüş. Bu ek binayı da karayollarında geçici çalışanlar için pansiyon olarak kullanıyor, gelir sağlıyormuş. Şose de denilen, bu stabilize toprak yollarda kar mücadelesi yaparak yolları açık tutmak çok yaman bir işti. Dul Şehriyar Hanım'ın eşi de böyle bir mücadele verirken araç devrilmiş bıçağı son çocuğunu göremeden onu ikiye biçmişti. Ablamın her ay ödediği kira, geçim sıkıntısı çeken bu dul kadın için iyi bir destek olmuştu. Erkeksiz 2 hane, birbirine uzun süre her konuda destek olmuştu. 20 yaşındaki ablam 30 yıl üzerinde sürecek olan, ebe hemşirelik kariyeri ve Anadolu macerasına böyle başlıyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS