GÜNCELLEME ÜZERİNE 1

Güncelleme anlam olarak beni her zaman çok etkilemiştir. Zaman kavramı fark edildiğinden beri önemini hayatın tamamında hissettirmiştir. Bunu fark edemeyen kim olursa olsun silinip gider. Öyle bir rüzgardır ki karşı koymaktansa birlikte yol almak daha akıllıcadır. Bilgisayarlar ve akıllı telefon çağında öne çıkan bu kelime öncesinde çağa ayak uydurmak olarak niteleniyordu. İnsan yapı olarak değişime direnç gösterir. Değişim güvenli olmayan bir fırtınalı denizi çağrıştırır. İnsan zayıf bir canlıdır onu güçlü kılan kafatasının içinde korunmaya muhtaç gri cevher kütlesidir. Biz ona kısaca beyin diyoruz. Bizi yöneten diktatör o olduğu için o da kendi güvenliğini öne aldığından her değişimi riskli bulur ve ayak direr. İnsanların çok küçük bir yüzdesi değişimin zaruretini tam anlayacak kadar akıllıdır. Zaten bizde her şeyimizi o küçük azınlığa borçluyuz. Konu o kadar geniş ki, bir günde toparlayamayacağımı fark ettim. O yüzden yazının başlığının yanına 1 rakamını ekledim. Madem güncelleme dedik ve konuyu beyine kadar getirdik öyleyse beyin ile devam edelim. Biz farkında olmadan o kendini günceller. Bunu otomatik yapar. Nasıl mı yapar? Şöyle. Öğrenerek, tekrar ederek, alışarak, düşünerek sentez yaparak yani devamlı çalışarak dış ortama ayak uydurup var olmaya çalışır. Bunu mükemmel yapanı vardır, ağır aksak yapanı da vardır. İşte hayat skalasında yerimizi belirleyen de bu güncellemelerdir. Güncellemesi yavaşlamış beyinler geri kalır. Muadilleri ile birlikte yürümesi aksar. Giderek toplumun dışına itilir, izole olur. Bu izolasyonu bilinçli yapanlar şu anki konumuzun dışında. Beynin güncellemesini engelleyen patolojiler çok çeşitli. O kadar ki, zaten bilgilerimizin hala çok sınırlı olduğu beynimiz söz konusu olduğunda hekimin eli kolu bağlanıyor. Beyin, güncellemesini durdurduğunda sonuç eskiden bunama dediğimiz şimdilerde Alzheimer denen klinik tablo oluşuyor. Tam 32 yıl önce babamın alzheimerden ölümünden beri ara ara bu konuyu düşünürüm. Ne kadar acınası bir durum olduğunu biliyorum. Ve her insan gibi ondan çok korkuyorum. Sevdiklerime böyle bir yük taşıtmamak için ne yapmak gerekir hep düşünüyorum. Toplum yapmasada insanlar kendisini yaşlandıkça izole eder. Zorlaşan hayat şartları ve ulaşımdaki güçlükler yaşlılıları evlerine hapsediyor. Ancak meclis 2013 yılının yazında,akıllıca  bir yaklaşımla 65 yaş üzerindekileri toplu taşım da pozitif bir ayrıma tabi tuttu .  Bu kanunla 65 yaş üzerindeki vatandaşlarımız belediye hizmetlerinden ücretsiz ve devlet ulaşım hizmetlerinden %50 indirimli faydalanıyor. Bu iki yönüyle hayırlı oldu. Gençlerimiz yaşlıları unutma, yaşlılarımız gençlere yabancılaşma tehlikesinden şeklen  de olsa kurtulmuş oldu. Çünkü bir ara toplutaşımda göremediğim yaşlılara 2013 yılından beri daha fazla rastlıyorum. Toplumdan izole olmak alzheimere yakalanmayı hızlandırıyor. En önemlisi insanları düşünmeye özendirmek. Ülkeler için bir sıralama yapılsa bu kategoride sonunculuğu kimseye kaptırmayız. Çünkü hem yönetilen bizler hem bizi yönetenler buna çok alışmışız. Ayrıca birilerinin bizim yerimize düşünmesi işimize geliyor. Kolay olan her şey insana cazip. Ötmek kolay yapmak zor. Yöneticiler, basın , para ve onların sahipleri bizim yerimize düşünüyor. Bize de oturup Alzheimer'i beklemek kalıyor.

Yorumlar

  1. Merhaba Yaşar Amca ben Murat zannedersem 6. Murat oluyorum. Yazmakla çok iyi yapıyorsunuz.
    Yazılarınız hem akıcı hem de aydınlatıcı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS