ALTERNATİF TIP

Alternatif tıp her zaman vardı. Modern tıp'tan önce de vardı sonra da var olacak. Büyük ihtimalle de birlikte el ele yürüyecekler. Böyle de olması lazım. Tabii ki şarlatanlar ve şarlatanlık konumuzun dışında. Televizyonun ilk yıllarında profesör doktor Rasim Adasal ara ara söyleşilere çıkardı. Ülkemizde psikiyatri bilimini yerleştiren bu değerli hocamızdır. Kendisiyle tanışma onuruna erişemedim. 1902 Girit göçmeni, bu değerli hekim 1982 yılındaki ölümüne kadar enerjisini hiç kaybetmeden hekimlikle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Kırık şivesi ile söylediği bir sözünü hiç unutmuyorum. Ben dahil, şu tıbbiyeden neler çıkar, bazen de doktor çıkıyor demişti. 1979 yılında Ege Üniversitesi tıp fakültesi morfoloji kürsüsünde asistan iken, tıp fakültesi ikinci sınıfında anatomi teorik ve pratiklerinden tanıdığım tıp öğrencilerinin ikisinden bahsedeyim. Dr Ercan Kesal ve Dr. Ender Saraç. Tıp fakültesi öğrencileri zeka seviyesi olarak normalin epey üstünde idiler. Çünkü çok revaçta olan tıp fakültesine girebilmek için oldukça yüksek bir puan almak gerekiyordu. Yani hepsi seçme öğrencilerdi, yada giriş sınavına çok çalışmışlardı. Yine aynı sınıfta okuyan İrfan Töz, sadece tıp fakültesinin değil, Türkiye'nin en yüksek puanını almıştı. Üçünün ortak yanı ise anatomi dahil dersleri fazla ciddiye almamalarıydı. Kendilerini fazla sıkmadan okullarını bitirdiler. 1984 yılında hekim olan bu sınıftan İrfan Töz hakkında fazla bir bilgi edinemedim. Üstün zekası onu nerelere getirdi ya da getirmedi bilmiyorum. Ancak Dr Ercan Kesal'ın gerek özel sektör işletmeciliğinde, gerek sanat dünyamızda üstün başarı göstermesini memnuniyetle izliyorum. Asistanken yoklamasını aldığım Ercan için böyle böyle olacak deselerdi inanmazdım. Dr Ender Saraç da Ercan Kesal gibi sakin, ölçülü, halim, selim bir öğrenciydi. O da özel sektörde başarılı oldu.  Sonra da tüm televizyonlara ve Türkiye'ye şifalı bitkiler ve alternatif tıp nosyonunu yerleştirdi. Kendileriyle 1984 yılından beri karşılaşmadık. Televizyondan keyifle izliyorum. Alternatif tıp demişken, eczacılık fakültesinden eczacı Mustafa Ekiyorum kardeşimi de anmadan geçmek istemem. Kendisi fakültenin galenik laboratuarında görevliydi.Bütün Türkiye'den şifalı otlar toplamış, laboratuvarını zengin bir koleksiyona dönüştürmüştü. Tıp fakültesinin preklinik kürsü binaları kampüs içindeyken sık görüşürdük. Şifalı bitkilerle ilgili konuşmayı çok severdi. Bıkmadan usanmadan her soruma cevap verirdi. Bırak anatomiyi farmakolojiye gel derdi. Gülüşürdük. 1981'de dermatoloji ihtisasını kazanıp üniversite hastanesine gittiğimde yollarımız ayrıldı. Bir daha da karşılaşmadık. Radyo karavan günlerinde temas kurduğumuz Ufuk kardeşime buradan bir selam gönderip ortak derdimiz olan bağırsak sancılarımızla ilgili, yeni edindiğim bir deneyimi paylaşmak istiyorum. Önceki önerilerime ilave olarak, yeni sonuçlandırdığım bir denemem oldu. Aktarıyorum. Daha önce de uyguluyordum ama ideal dozajını henüz ayarlayamamıştım. Şimdi ayarladım. Sancının önemli nedenlerinden biri de konstipasyondur. Bunu önleyecek bir sürü kimyasal olmasına rağmen, benim kesin tercihim şifalı bitkilerdir. Çoğunu denedim. Sonuncusu başarılı oldu. Karışım hazırlamayı kolaylaştırdığı için söylediğim bitkileri toz olarak tercih etmek daha akılcı. Zencefil, zerdeçal havlıcan, tarçın eşit ağırlık miktarlarında karıştırılır. Ben piyasadaki 850 gramlık bal kavanozunda, her birinden 50 şer gram alarak karıştırdım. Karışımdan bir çay kaşığının yarısı kadar alıp 2 su bardağı alacak bir kap içine koydum. Üstüne iki bardak kaynatılmış su döktüm. İçine 1 adet de karanfil atıyorum. Daha fazla su dökmek isterseniz tabii ki olur. Yarısını sabah yarısını akşam içiyorum. Hepsini birden de içebilirsiniz. Konstipasyonun bittiğini göreceksiniz. Ayrıca şu kış günlerinde, bağışıklık sistemini güçlendireceğini düşünüyorum. Şifa olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS