WPO

Atmış olduğum başlık özel ilgi duymayana ne alaka dedirtecektir. TRT televizyonu yayına başladığından beri, Viyana filarmoni Orkestrası'nın yeniyıl konserlerini düzenli bir şekilde yayınlar. Çoğu naklen yayındır. Konserin yapıldığı yer 1842 yılında açılmış olan, Viyana'daki Musikvereinsaal yani müzik dostları cemiyeti salonudur. Salon Avrupa'da klasik müziğin mabedi sayılır. Sahnenin arkasındaki org muhteşemdir. 178 yıldır hizmet veren mekan, akustiği ile de bir başyapıttır. 2000 kişi kadar bir kapasitesi olan salon, girilmesi imkansız bir cennet gibidir. 2000 kişilik Bu salonda izleyici olmak isteyen, astronomik bilet fiyatlarına rağmen yarım milyon insan vardır. Biletler satışa çıktığı gün biter. 1 yıl öncesi Şubat ayında bu iş tamamlanır. Bilet alacak şanslı kişilerden büyük bir kısmı da kura ile belirlenir. Konser 1933 yılından beri, her yıl bir başka misafir şef tarafından yönetilir. Konuk şefin önde gelen niteliği, o gün için dünyadaki en usta ve güncel şef olmasıdır. Bir de yazılı olmayan ve de göze batmayan bir şart daha vardır. Şef erkek olmalıdır. Erkeklerin dünyasında öyle öne çıkabilecek bayan şeflerin azlığı bu gizli gerçeği gözden kaçırmıştır. Orkestranın 1997 yılına kadar olan kariyerinde, daimi müzisyen kadrolarında hiçbir siyahi ve sarı ırk mensubu erkek ve hiçbir ırktan kadın müzisyenlerin olmayışıda karnesindeki kırık nottur. Kuruluşundan 158 yıl sonra feminist grupların baskısıyla harp, viyola ve viyolonsel sanatçısı bayanları kadrolarına dahil ettiler. İlk defa Asyalı bir melez keman sanatçısı da kadroda kendine yer buldu. Orkestranın 150 kişi üzerinde bir kadro olduğunu düşünecek olursak, rakamlar bize her şeyi anlatıyor. Sonuçta, Avusturya , birinci Cihan Savaşı'na onbaşı olarak soktuğu birini jet hızıyla, çavuş dahi olmadan führerliğe yükseltmenin mümkün olabildiği bir ülke.
Tabular birer birer yıkılırken 2005 yeni yıl konserinde, yani kuruluşunun 166. yılında, Avustralya'lı Simone Young ile orkestranın erkek şef takıntısı sona erdi. Dilerim gezegenin bu en güzide klasik müzik mabedinin istatistikleri insani değerlere paralel olarak, olması gerekeni yansıtır. Bu orkestranın diğer orkestralardan bir farkı da, kullanılan enstrümanlar ve  kullanım tarzlarının farklı oluşudur. Orkestranın, klarnet, trombon, timpani, ve obuaları norm farklılığı gösterir. Dünyanın bu en geleneksel orkestrası, 2 asıra yakın bir süredir, 1 Ocak öğleden önce ful kadrosu ve şefleri ile izleyicilerin karşısında hazırdır. Bunu, gelenekselliğe sahip olmayan bir orkestranın başarması, doğrusunu söylemek gerekirse kolay değildir.1 Ocak günü o müzikleri icra edebilecek kadar ayık, bu kadar kişiyi bir araya getirmek de zannedildiği kadar kolay olmasa gerek. Konser naklen yayını Türkiye saati ile 13'te başladı. Konserde klasik müzik edebiyatının seçme eserleri icra edildi. Konsere görsel efektler de eklenmişti. Viyana'nın olağanüstü tarihi ve doğal güzelliklerini de gördük. Viyana'nın olmazsa olmazı valstir. Strauss' ların doyumsuz besteleri bale sanatçılarının olağanüstü performansları ile daha da güzelleşti. Programa yazılmıyordu. Ancak her yeni yıl konseri, baba Johan Strauss'un, izleyicilerin de alkışlı temposuyla katıldığı Radetzky marşı ile biterdi. Yine öyle oldu. Bir de sürprizleri vardı. 16 Aralık 1769 tarihinde Bonn şehrinde doğan fakat ömrünün büyük kısmını Viyana'da yaşamış büyük besteci ve piyanist Ludwig van Beethoven'ın 250. anma yılıydı. Yaşı 40'ın altında olanlar Bonn deyince pek bir şey anlamaz. Çünkü bu şehir iki Almanya birleşince unutulmaya mahkum oldu. Yıllar geçtikçe onun, bir zamanlar Batı Almanya Federal Cumhuriyeti'nin başkenti olduğunu,  muhtemelen kimse hatırlamayacak. Ama yine de Bonn ismi tamamen unutulmayacak. Unutulmamasının sebebide Beethoven severler olacak. Dedeleri Hollanda'dan göçmüş olan bu büyük besteci orada doğmuş. Ve o meşhur piyanosu şimdilerde müze haline getirilmiş o evde bulunuyor. Bundan 41 yıl önce Almanya'da çalışıyorken bir günümü ayırıp, o evi ziyaret etmiştim. Besteci 56 yaşında sirozdan ölmekte iken, onuncu senfonisi üzerinde çalışmaktaydı. Bu müzedeki dökümanlar arasında bu beste ile ilgili sanatçıya ait el yazması eskizler üzerinden yola çıkarak yapay zekaya senfoninin tamamlattırılması söz konusuydu. Yeni yıl konserinin arasına, bu konuyla ilgili bir mizansen geliştirilip, ilginç bir senaryo ile tanıtıldı. Bu kısa film Beethoven'ın en çok sevdiği ve yürüyüş yaptığı yerlerde dolaşan bir bayanın, kayıp notaların olduğu kağıtları ağaçlardan, binaların çatılarından,dere tepeden teker teker toparlamasını anlatıyordu. Şöyle ki, Beethoven'i canlandıran yüzü belirsiz bir karakter, pencereyi açtığında içeri dolan rüzgar, masa üzerindeki çalışma notlarını bütün Viyana' ya dağıtmıştı. 2 saate yakın süren konseri şimdilerde Boston senfoni orkestrası müzik direktörü olan Letonyalı Andris Nelsons yönetmişti. 41 yaşındaki genç bir müzisyen için, kariyerine eklenmiş altın bir sayfaydı.

Yorumlar

  1. Yaşar'cım merhaba. Müzik listeleri yayının bitip te güzel sohbetlerine döndüğüne sevindim.

    YanıtlaSil
  2. https://youtu.be/JyLS_gIrpK4

    YouTube ‘dan yukarıdaki linkten 2020 konseri izlenebilir.
    Vienna new year concert diye aratırsanız tüm konserler YouTube ‘da var.

    Yaşar Abi şahane bir yazı.

    Mayıs 2020’de eşimle 3 günlüğüne Viyana’ya gidiyorum. Yapmamı istediğin, oradan istediğin birşey varsa lütfen yaz Yaşar abi.

    Selamlar.

    Hüseyin Canbulat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hüseyin, eşinle birlikte yapmayı planlamış olduğun Viyana seyahati, dilerim gönlünce gerçekleşir. Aslında Viyana ile ilgili bir hayalim vardı. Ne olduğunu blokta anlatacağım. Gözlerinden öperim. Sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS