KAYIP EŞEK

 Fakir fukara, garip gureba için en bilindik sevinme öyküleri, kaybedilmiş bir eşekten bahsedilerek başlar. Eşek bulununca, kaybeden, kuşaklar boyu anlatacak bir mutluluk öyküsünü yakalamış olur. Kaybedilen eşek öyküsüne dudak bükecek olanlardan ricam, yaşamadıysanız, bilemeyeceğiniz bu mutlulukları hafife almamalarıdır. Aslında, herkesin hayatında bu tür hiçten saadetler yaşanmıştır. Ben biraz evvel yaşadım, unutmadan anlatayım. Aslında insan türü, mutlulukları geçip gittikten sonra fark eder. Yaşarken, içindeyken, farketmeyip ıskalar. Yani son nefesimize kadar, içinde yaşayıp da, nasıl bir nimet olduğunu hiç mi hiç fark etmeden, binlercesini alıp verdiğimiz havanın değerini, alamadığımız son nefeste fark edebiliyorsak; mutluluklar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Biz insanlar, bilincine varamadığımız, dolayısı ile de karambole yaşadığımız bir hayat sürüyoruz. Her saniyesi, hiçbir hazine ile değişilmeyecek değerde, akıp gitmekte olan kısıtlı zamanımızı, hayatı birbirimize zehir etmek gibi tuhaf ve garip bir psikolojik çıkmaz içinde, serseri torpiller gibi dolanıp duruyoruz. Bir de bakıyoruz ki, alamayacağımız o son nefes gelip çatmış. Kimileri, akıl mutluluğa engel çıkarıyor diyor. Bir bakıma doğrudur. Bu ikisi aynı kulvarda olmaları gerekirken, birbirini çelmeledikleri olur. Ancak, aslında birbirinin vazgeçilmezidir. Şanssızlık şu ki, ekseriyetle  senkronizasyonda hata yapılır. Bunun en bilinen katalizörü telaştır. Karşılaşılan zorlu anlarımızda, öncelikle derin bir nefes alınması tavsiyedendir. İşte bu derin nefes, bize hayati önemi olan 10-15 saniyeyi kazandırır. Hem de alınan fazla oksijen, stres faktörü ile, daralan damarlar yüzünden, oksijensiz kalıp, yönetimi alt merkezlere devreden beynin üst merkezlerine, yetkiyi geri alma fırsatını vermiş olur. Yani akıl devreye girer. Akıl devreye girdiğinde, insanın çözemeyeceği ya da sonlandıramayacağı kriz yoktur. Her kriz son bulur. Devamlı kriz diye bir şey yoktur. Ancak insanların bazıları krizle beslenir. Onların, hiç olmayan krizleri yaratma yetenekleri inanılmazdır. İşte insanların devamlı mutsuzluğunu, bu müstesna insanlara borçluyuz. İnsanlar, mutsuz ve huzursuz olma yetenekleri ile, bir gün kendilerini yok etmeyi becerebileceklerdir. Çünkü yaşam biçimleriyle, sürdürülebilir bir yörüngedeymiş gibi görünmüyorlar. Ömür boyu mücadele verdikleri bir hedefe vardıklarında bile, kendilerine ve çevrelerine ödül sunamıyorlar. Bunun en önemli sebebi, var saymadıkları ölümün korkusunu içinden hiç çıkaramamaları. Bu son salgında bunu gördük. Bir deli gibi davranıyorlar. Derin bir nefes alıp adam gibi düşünseler, var olan virüsleri yok saymayabilseler, basit önlemlerle bu savaşın üstesinden gelebilirdik. İnsan, kainatın en şerefli varlığı olarak lanse edilse de, işin aslı öyle değil. Bir gün aradığı şeyi yani belasını bulacak. İçinde sevgi ve onun zorunlu kardeşi sorumluluk duygusunu taşıyan insanları sözlerimin dışında tutuyorum. O akıllı insanlar her şeyin iyisine layık. Bunlar yüzde kaç diye soracak olursanız, üstad Aziz Nesin bu oranı yıllarca önce, çekinmeden kamuoyuna duyurmuştu. Bu oran Türkiye içindi. Ben, dünya için de geçerli olduğuna inanıyorum. Gelelim bulduğum eşeğe. 6 ay uğraşarak yapmış olduğum müzik listelerimi, bir yanlış düğmeye basarak istemeden yok ettiğimi bir önceki yazımda anlatmıştım. Onları blogda yayınlamadan önce, bir deftere alfabetik sırayla yazıp içlerinden seçtiğimi hatırladım. Blogda hepsinin kaybolduğunu gördüğümde büyük hayal kırıklığı yaşadım. İğneyle kuyu kazmaya alışığım. Bugün, elimde bu listelerin olduğunu hatırladım ve kontrol ettim. Evet hepsi var. O zaman, onları kendimce bir sıraya göre yayınladım. Ve 150 başlıklı bir seri olmuştu. Bu sefer tek bir başlıkla, aynı sayfada binlerce müzik parçası ismi olacak. Fazla bir talep yok. Hatta belki de hiç yok. Ben kendim için yazıyorum. İsteyen baksın. Yavaş yavaş yazmaya başladım. Enerji kaybı diye düşünülebilir. Olsun eşeği buldum ya. Memnuniyetin verdiği enerji, gerekli motivasyonu verecek güçte. Kendime şöyle diyorum; haydi Mustafa! 

Yorumlar

  1. Haydi sevgili Yaşar'ım, bir müzik aşığı olarak bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Levent,
      Listenin sonuna geldim. Kısmetse bugün bitecek. Yarına hazır olur.
      Gözlerinden öperim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

27 MAYIS CUMA 1960 BORNOVA İZMİR - İLK DARBE

EYLÜL 1965 ALSANCAK İZMİR - LİSE GİRİŞ SINAVI

11 NİSAN 2019 BAYRAKLI İZMİR - AYLA ERDURAN VE 1710 YAPIMI STRADİVARİUS